Antioksidan nedir? Antioksidanlar açısından zengin besinler
Hastalıklar maalesef hayatımızda her zaman var olan durumlardır. Hastalıkları en aza indirmek için sağlıklı beslenmek, spor yapmak ve düzenli bir hayat sürdürmek çok önemlidir. Bunu yapmanın yollarından bir tanesi beslenmemize antioksidanları eklemektir. Antioksidan, “oksidanlara karşı” anlamında kullanılan bir ifadedir. Sebze ve meyvelerde bolca bulunan antioksidan, sağlıklı yaşamın olmazsa olmazıdır. Hastalıklarla savaşabilmek için ihtiyaç duyduğumuz antioksidan aynı zamanda vücudumuz tarafından da üretilmektedir.
Oksidan nedir?
Yaşamak için muhakkak varlığına ihtiyaç duyduğumuz oksijen, besinlerin enerjiye dönüşmesi sırasında oksijen içeren moleküller oluşturur ve söz konusu moleküllere reaktif oksijenler denir. Hasar oluşturan bu oksijenler, hücreleri okside ederler. Okside olması halinde de bunlara oksidan adı verilir. Oksidanlar vücudumuzda hasar oluşturan tehlikeli yapılardır. Oksidanlardan kaçmak pek de mümkün değildir zira doğumumuzdan itibaren oksidan üretiriz. Ayrıca modern yaşam koşullarında hava kirliliğinden ozona, sağlıksız beslenmeden kimyasallara kadar maruz kaldığımız her şey oksidan oluşumuna davetiye çıkarır. Bu oksidanlar diyabet, çölyak, haşimoto ve kansere kadar birçok hastalığın eşik bekçisi görevi görür. Vücutta serbest radikallerin artışına sebep olan şeylerden biri iltihaptır. Serbest radikaller solunum hastalıkları, artrit, felç, immün sistemi hastalıkları, amfizem, Parkinson, inflamatuar gibi hastalıklara da sebep olur. En çok oksidan bulunan besin şekerdir. Şeker tüketininden mümkün olduğunda kaçınmak gerekir. Oksidanlarla savaşmak için gereken şey ise antioksidan alımıdır.
Antioksidan nedir?
Yaşamımızda çok önemli bir yeri olan antioksidanlar, hücrelerde bulunan serbest radikal dediğimiz hasar yapıcı molekülleri temizlerler. Bu zararlı moleküller mutlaka temizlenmelidir. Eğer temizlenmezse çok ciddi hastalıklara davetiye çıkarır. Vücudumuz bu zararlı yapılara karşı bir savunma mekanizması üretmiştir ancak maalesef ki bu mekanizma yeterli değildir. Vücuda yeterli miktarda antioksidan almak bu açıdan çok önemlidir. Vücut tarafından üretilen antioksidanlara endojen, dışarıdan aldıklarımıza eksojen antioksidan denir.
Antioksidanın faydaları
Antioksidan, cildi korur, yaşlanmayı geciktirir. Göz hastalıklarından kansere, iltihaplanmadan kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok hastalıktan uzak tutar. Ayrıca antioksidan, kolesterolü dengeler ve bağışıklığı güçlendirir.
Antioksidanlar açısından zengin besinler
Pancar, fasulye, ıspanak, enginar, ahududu, çilek, kırmızı lahana, yaban mersini, ceviz, domates, bitter çikolata, kırmızı biber, bal kabağı, mango, pembe greyfurt, karpuz, portakal, kuş üzümü, mercimek, tofu, keçiboynuzu, bezelye, kivi, brokoli, kabuklu yemişler ve tam tahıllar, böğürtlen, nar, yeşil çay, yumurta gibi besinler antioksidan açısından harika besinlerdir. A,E ve C vitamini de antioksidan yönüyle oldukça önemlidir.
Koenzim Q10 de aktioksidan olarak vücut tarafından kullanılır. Koenzim Q10, vucütta hali hazırda bulunur ancak yaşlandıkça azalır. Meyveler ve yeşil yapraklı sebzelerden alınan Koenzim Q10, kırmızı et, balık ve yumurtada da bulunur.
Dr. Ayşegül Çoruhlu oksidanlar ve antioksidanlar hakkında altın değerinde bilgiler verdi
Dr. Ayşegül Çoruhlu, antioksidanlar ve oksidanlarla ilgili yaptığı açıklamada “Antioksidan diye lafı geçen şeylerin anlamı, bizim için iyi olduğudur. Bitkiler, kızarmamış besinler…” derken, Koenzim Q10’in yiyecekle oksijeni yakan şeylerden biri olduğuna dikkat çekti. Üzüm kabuğu, pancar suyu gibi mor yiyeceklerde daha fazla olan resveraktolün damar sağlığı için de oldukça önemli olduğunu ve gereksiz yere mikro damarların oluşumunu engellediğini söyledi. Varise ve kalp sağlığına iyi geldiğini de ifade eden Çoruhlu, C vitamininin de önemini vurguladı. Vitaminin bu işin başı olduğunu sözlerine ekleyen Ayşegül Çoruhlu biber, limonlu su ve kivinin bunlara birer örnek olduğunu söyledi.
Ayşegül Çoruhlu’nun antioksidanlarla ilgili videosuna buradan ulaşabilirsiniz:
Sözlerine “Antioksidanlar diye, vitaminler diye duyduğunuzda aklınıza bir tarafı kararmış bir tarafı kararmamış elma gelsin. O elmaya sıkılmış limon gibi biz gövdemize bunları sıktığımızda o kararmayı azaltıyoruz.” diye devam eden Çoruhlu, “Sağlıksız bir şey yiyecekseniz onun egzoz çıkardığını düşünün. Sağlıklı yediğinizde parlak ışık, parlak enerji olduğunu düşünün ve her zaman antioksidan denince kararmış elma ve kararmamış elma arasındaki farkı düşünün.” diyerek sonlandırdı.