Süleymaniye Camii tarihi ve hikayesi nedir? Yeri ve mimarisi hakkında bilgi
Mimari değeri ve estetik olarak Osmanlı döneminden bu yana son derece önemli eserlerimizden bir tanesi olan Süleymaniye Camii, ayakta durmayı başaran ve içerisinde ibadete devam edilen nadide yapılardan bir tanesidir. Süleymaniye Camii’nin tarihi ve hikayesine dair tüm detayları yazımızda bulabilirsiniz…
Süleymaniye Camii nerede ve Süleymaniye Camii’ye nasıl gidilir?
İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Süleymaniye Camii, ulaşım açısından son derece geniş bir yelpazeye sahip olmaktadır. Şahsi arabanız ile son derece kolay bir şekilde ulaşımınızı gerçekleştirebileceğiniz gibi aynı zamanda vapur, tramvay ve çeşitli otobüs hatlarıyla Süleymaniye Camii’ye pratik bir şekilde ulaşımınızı gerçekleştirebilirsiniz.
Süleymaniye Camii hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir?
Süleymaniye Camii, tamamıyla Osmanlı dönemini ve Osmanlı mimarisini birebir yansıtan en önemli eserlerden bir tanesi olurken Süleymaniye Külliyesi içerisinde yer almaktadır. Süleymaniye Külliyesi içerisinde yer alan tüm yapıların Süleymaniye Camii etrafında bir “U” şekli içerisinde olduğu gözlemlenirken Süleymaniye Külliyesi içerisinde başta Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Mimar Sinan’a ait türbelerin olduğunu gözlemlemek de mümkündür. Süleymaniye Camii, inşa edildiği zamandan bu yana pek çok şiddetli depremlere maruz kalsa da herhangi bir hasar görmeden günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmeyi başarmıştır. Süleymaniye Camii de toplamda 4 tane minare bulunmaktadır. Bu 4 minarenin üzerinde de on tane şerefe bulunmaktadır. Bu sayıların tamamı rastgele sayılar olmazken tamamının bir anlamı bulunmaktadır.
Süleymaniye Camii tarihi
1150 senesinde başlanan ve yapımının tamamlanması yaklaşık olarak 7 yıl süren Süleymaniye Külliyesi 15 bölümden oluşmaktadır. 1551 ile 1557 yılları arasında tüm yapım aşaması tamamlanan Süleymaniye Camii, görkemli duruşu ve göz kamaştıran Ormanlı motifleriyle geçmişten bu yana göz dolduran önemli eserlerden bir tanesidir. 465 yıldır herhangi bir hasar görmeden aynı ihtişamını koruyan Süleymaniye Camii’de halen ibadet edilmeye devam edilmektedir.
Süleymaniye Camii’nin özellikleri nelerdir?
Süleymaniye Camii’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi şüphesiz içerisinde yanan kandillerden çıkan islerin temizlenmesini sağlayan bir sistemle inşa edilmiş olmasıdır. Rivayete göre yağ lambalarından çıkan isler önceden planlama sayesinde uygun bir hava akımı hesabı yapılarak lambalardan çıkan bu islerin hava akımında toplanmasıyla mürekkep yapılmıştır. Camii içerisindeki mihrabın her iki tarafında da bulunan pencereler yer alırken bu pencerelere işlenmiş olan çini madalyonlarında Fatih Suresi yazılı olarak bulunmaktadır. Yine benzer bir metodla Süleymaniye Camii’nin ana kubbesine Nu Suresi işlenmiştir. Camii içerisinde yer alan tüm yazılar dönemin en önemli isimlerinden biri olan Ahmed Karahisari Şemseddin Efendi tarafından çıkmıştır. Kendisine Süleymaniye Camii yazısında öğrencisi Hasan Çelebi yardım etmiştir. Sonraki yıllarda bu yazılara kazasker görevinde bulunan Mustafa Efendi çeşitli eklemelerde bulunmuştur.
Süleymaniye Camii’nin hikâyesi
Süleymaniye Camii’nin yapımını Evliya Çelebi kendi sözleriyle oldukça uzun bir şekilde anlatırken söylenilene göre Süleymaniye Camii’nin yapımında Osmanlı toprakları sınırları içerisinde yaşayan tüm yetenekli ustaların camiinin temelinde bir araya geldiği düşünülmektedir. Sonraki üç yıl içerisinde camiinin üst kısmının yapılması tamamlanırken akabinde camiinin kubbesi devreye girmektedir. Yine Evliye Çelebi’nin söylemlerine göre, Süleymaniye Camii’nin kubbe tepesi Ayasofya’nın kubbesinden bile yuvarlak olup tüm cihandan görüldüğünü dile getirdiği yönündedir.
Süleymaniye Camii’nin mimarı kimdir?
7 yıl süren Süleymaniye Camii Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Mimar Sinan Süleymaniye Camii’yi “kalfalık devri eseri” olarak nitelendirirken, Mimar Sinan’ın ellerinden çıkan bu Osmanlı eseri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Mimar Sinan’ın diğer tüm eserlerinde de görebileceğiniz sadelik ve gösterişi Süleymaniye Camii’nin tüm köşelerinde görmeniz mümkünken bu heybetli yapının 465 yıldır ayakta sağlam bir şekilde kalması ne denli sağlam ve dikkatli bir çalışma gerçekleştirildiğinin en önemli göstergelerinden bir tanesidir.