Dünyanın en genç profesörü bir Türk! İşte Oktay Sinanoğlu’nun yaşam öyküsü. Oktay Sinanoğlu kimdir?
İçerisinde bulunduğumuz Anadolu coğrafyası tarihin en eski zamanlarından beri her zaman ışığın yükseldiği bir yer olmuştur. Özel konumu sebebiyle pek çok medeniyetin buralara gelip yerleşmesini sağlamıştır. Pek çok kralın iktidar mücadelesi yaptığı bu topraklarda tüm dünyayı ve insanlığı etkileyen düşünürler, bilim adamları, felsefeciler, doktorlar ve daha nice alanda uzmanlaşmış âlimler çıkmıştır. Anadolu’nun kadim toprakları her asırda, her devirde çok büyük insanlar yetiştirmiş ve tüm insanlığa mal etmiştir. Kadim toprakların (Anadolu) eğitim konusunda bu kadar avantajlı olmasının en büyük sebebi coğrafyanın konumundan gelmektedir. Tam doğu ile batı arasında geçiş bölgesi olduğundan tarih boyunca Anadolu’ya binlerce insan gelip geçmiştir. Çoğu ise bildiği bilgileri bırakarak Anadolu’nun bilgi birikiminin artmasını sağlamıştır.
Köprü görevi gören Anadolu toprakları tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığından her gelen medeniyet eski bilgilere yenisini ekleyerek bilgi seviyesini çok ileriye taşımıştır. Çok büyük kütüphaneler inşa edilmiştir. Özellikle belli başlı bölgeler (Harran, Bergama, Konya) o dönemlerde bilimin merkezi konumundaydı. Çok eski dönemlerden beri eğitime önem veren Anadolu coğrafyası bunu yaptığı eserlerle bizlere göstermektedir. Örneğin Şanlıurfa sınırları içerisinde yer alan tarihi Harran şehri eski dönemlerde bilimin merkezi konumundaydı. Öyle ki pek çok büyük bilim adamlarının hocalık yaptığı bir yer haline gelmişti. Ayrıca tartışmalar hala sürse de dünyanın ilk üniversitesi olan Harran üniversitesi de orada yer almaktadır.
İçinde yaşadığımız bu kadim topraklar her zaman çok büyük bilim insanları yetiştirmiş ve tüm insanlığa mal etmiştir. Bu büyük bilim adamlarından biriside dünyanın en genç profesörü unvanını almaya hak kazanan Oktay Sinanoğlu’dur. Babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu, Türkiye’nin İtalya’da görev yapmakta olan başkonsolosuydu. Oktay Sinanoğlu’ da İtalya’nın Bari şehrinde 25 Şubat 1935 yılında dünyaya gözlerini açmıştır. O dönemlerde tüm dünyada baş gösteren iç karışıklıklar ve ekonomik sorunlar 2. Dünya savaşını tetiklediğinden Nüzhet Haşim Sinanoğlu ailesi ile beraber tekrardan Türkiye’ye döndüler. Oktay Sinanoğlu okul hayatında da sürekli başarılı olmuş ve pek çok yeniliğe imza atmıştır. Oktay Sinanoğlu 1953 yılında eğitim gördüğü TED Anakara Kolejini birincilikle bitirerek başarısını ve farkını ortaya koydu.
Oktay Sinanoğlu’nun profesörlük serüveni;
Oktay Sinanoğlu’nun TED Ankara Kolejini birincilikle bitirmesi üzerine Amerika’da görev yapma teklifi gelmişti. Ancak ilk başta kendisi bu teklifi şiddetle ret etmişti. Çünkü Oktay Sinanoğlu tam bir milliyetçiydi. Ülkesini ve vatanını çok seven bir vatandaştı. Amerika’nın çıkarları için çalışmayı ret etmişti. Ancak daha sonra şöyle bir düşünceye girdi. “Amerika’ya gidip kendini çok daha iyi geliştirmeyi ve ülkesine tekrardan geri dönerek bilimsel çalışmalarıyla ülkeye katkı sağlamak istemişti.” Yani Amerika’ya gitme sebebi aslında oraya gidip kendini geliştirmek ve Türkiye’ye dönerek bilimsel faaliyetlerine devam etmekti. 1953 yılında okul bursu ile Amerika’ya gitti. Oktay Sinanoğlu kendini Amerika’da da kısa sürede göstererek adından söz ettirmeye başladı. 1956 yılında Kaliforniya Üniversitesinde kimya mühendisliğini çok iyi bit dereceyle bitirdi. Kendisini kimya alanında geliştiren Oktay Sinanoğlu bu başarısının ardından 1957’de MİT’te yüksek lisansını bitirerek Sloan ödülünü almıştır.
Doçentlik tezini tamamladıktan sonra kurumsal kimya alanında doktorasını tamamladı. Bu başarılarının ardından Yale Üniversitesinde 1960 yılında öğretim üyesi olmuştur. Bu üniversitede çokça adı duyulmaya başlanan Oktay Sinanoğlu 1 Temmuz 1963 yılında çok sevdiği kimya alanında tam profesörlük unvanını almıştır. Bu da Oktay Sinanoğlu’nu dünyanın en genç yaşta profesör olan kişi olarak anılmasını ve tarihe geçmesini sağladır. Oktay Sinanoğlu 1964’te Yale Üniversitesinde teorik kimya bölümünü kurarak pek çok yeniliğe imza atmıştır. Görev süresi boyunca bir sürü kuram ve model geliştirmiş ve bilim dünyasına çok fazla katkı sağlamıştır. Kısaca kuramlarına bakacak olursak;
- Atom ve Moleküllerin Çok-Elektron Teorisi
- Çözgeniter Kuramı
- Kimyasal Tepkime Mekanizmaları Kuramı
- Mikrotermodinamik Kuramı
- Değerlik Kabuğu Etkileşim Kuramı
Oktay Sinanoğlu daha pek çok ilke ve başarıya imza atmış bir bilim adamıdır. Görevi boyunca pek çok farklı yerde danışmanlıklar yapmış ve dersler vermiştir. Yaptığı çalışmalar ve dünyaya sağlamış olduğu katkılardan dolayı 1975 yılında çıkarılan özel bir kanun ile Oktay Sinanoğlu’na “Cumhuriyet Profesörü” unvanı verildi. Hiç kuşkusuz bu Türkiye tarihi açısından da çok önemli bir ilkti. Oktay Sinanoğlu görev yaptığı yıllar boyunca kimyasalların yapılarını ve matematiği araştırmıştı. Zamanla kendisini geliştirerek Sinanoğlu İndirgemesi yöntemini tüm dünya yararına sunmuştur. Özellikle çok fazla araştırma yaptığı kimya alanında pek çok başarı elde ettiği için birden fazla ödüle layık görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için de çok özel ve kıymetli olan Oktay Sinanoğlu 1973 yılında T.C özel elçisi olarak Japonya’ya gitmiştir. Artık tüm dünyanın kabul ettiği çok büyük bir bilim adamı olan Oktay Sinanoğlu, 2 defa Nobel ödülüne aday gösterilmiştir. Yale Üniversitesinde 37 yıl çalıştıktan sonra, 1997’de emekli olan Oktay Sinanoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Profesör olarak çalışmaya başladı. Ömrünü bilime adamış ve hiç durmaya niyeti olmayan Oktay Sinanoğlu hayatının sonuna kadar bilimsel çalışmalarına devam etti.
Oktay Sinanoğlu her ne kadar kimya ve matematik alanında çok üst düzey başarılara imza atsa da aslında ilgilendiği başka bir konu daha bulunmaktadır. Bu konu dildir. Türkçenin yozlaşmasını, Türk kültürünün yok oluşunu ve maddi manevi tüm değerlerimizi sonuna dile getirmiş ve bunların yok olmaması, bozulmaması için çok fazla kitap ve bilimsel makaleler yazmıştır. Özellikle “Hedef Türkiye” ve “Bye Bye Türkçe” gibi eserleri le bu durumu dile getirmiştir. Türkçenin yabancı dillerin istilası altında olduğunu sürekli dile getirerek kültürümüzü ve dilimizi korumamız gerektiğini belirtmiştir. “ Türkçe giderse Türkiye gider” diyerek bu konunun ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Türkçe bilincini ve Türk kültürünün korunması gerektiğini savunan Oktay Sinanoğlu pek çok yabancı kelimelere Türkçe alternatifler bulmuştur. Bazılarından örnek verecek olursak;
- Tren yerine Hızlı Katar
- Fuel oil yerine Yakıt yağ
- Biyoloji yerine Dirilbilim
- Teknoloji yerine Teknikbilim
- Fast Food yerine Tezyemek
- Petrol yerine Neft
- Medya yerine Basın-yayın
- Turist yerine Gezgin
- Doktor yerine Hekim
Oktay Sinanoğlu’nun politik görüşü;
Bu ve buna benzer pek çok kelimelere Türkçe alternatifler üreterek Türk dilinin korunmasını ve yaşatılmasını amaçlamıştır. 19 Nisan 2015 yılına kadarki tüm yaşamı boyunca dünya çapında pek çok ilke imza atmış ve ömrünü bu uğurda harcamıştır. Akademik başarıları kadar Türk diline ve Türk kültürüne yapmış olduğu katkılarda hiç yadsınmayacak kadar büyüktür. Belli zamanlarda televizyon programlarına çıkarak konuşmalar yapmış ve bu konunun ne kadar önemli olduğunu tüm Türkiye’ye göstermiştir.
Politik görüşü tamamen bu yönde olan Oktay Sinanoğlu çok fazla eleştirilere maruz kalsa da asla yılmamış ve vazgeçmemiştir. Yazdığı kitaplar, yayınladığı makaleler ve çıktığı tüm TV programlarında Türkçeyi sonuna kadar savunmuştur. Kendisini kadim Anadolu topraklarının bir evladı olarak gören Oktay Sinanoğlu pek çok ünlü İslam Âlimlerinin hayatlarından etkilenmiş ve araştırmış birisidir. Özellikle Gazali’nin eserlerini araştırmış ve bunlardan çok fazla istifade etmiştir. Kendisine rol model olarak her zaman bu toprakların, bu milletin yetiştirmiş olduğu büyük adamları almıştır. 2015 yılında Amerika’da vefat eden Oktay Sinanoğlu cenazesi Türkiye’ye getirtilerek Karacaahmet Mezarlığında defnedilmiştir.