Lokmalarınızı sayarak nasıl kilo verilir? İşte çiğneyerek kilo vermenin sırrı
Kilo vermek için çeşit çeşit diyetler yapmak pek çoğumuz için çok zorlayıcıdır. Kilo ermek için çaba gerektirmeyen yollar arar ve bulunca o yollara adeta sarılırız. Dr. Ayşegül Çoruhlu, kilo vermekler ilgili çok önemli bir noktaya değindi. Yalnızca çiğneyerek ve lokmaları bölüp ara vererek kilo vermenin mümkün olduğunu belirten Çoruhlu, bu konuda çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. İşte Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun çiğneyerek kilo vermekle ilgili yaptığı açıklama.
Ayşegül Çoruhlu, “Bir lokmayı kaç kere çiğneyip yuttuğunu sorduğumda kimisi “Çiğnediğimin farkında değilim.” diyor, kimisi “Hızlı yerim.” diyor, kimisi de “Masadan en son kalkan ben olurum, hem çiğnerim hem de arada ara verip sohbet ederim.” diyor. Hızlı yiyenlere ya da kilosu olanlara hızlı yiyip yemediklerini bir sorun. Masada yemeği uzun uzun yiyenlere de “Sen son 10 yılda bir kilo değişikliği yaşadın mı?” diye sorun. Onların cevabı kilolarının stabil olduğu olacaktır.” diye sözlerine başladı.
Hızlı yemek tek başına kilo aldırır mı?
Hızlı yemek, kilo aldırma riskini artırabilir ancak bu tek başına kilo aldırmaz. Kilo aldırma riskini artıran etmenler arasında, hızlı yemeklerin genellikle yüksek miktarda yağ, tuz ve şeker içermesi sayılabilir. Bu tür yiyecekler, vücutta aşırı miktarda kilo alımına yol açabilir. Ayrıca, hızlı yemekler genellikle yüksek kalorili ve besin değeri düşük olabilir, bu da vücutta kilo alımına yol açabilir.
Ancak, kilo aldırma sadece yiyeceklerin tüketilmesiyle ilgili değildir. Kilo aldırma veya verme, vücutta enerji alımı ve harcamalarının dengesiyle ilgilidir. Eğer vücutta enerji harcamaları, enerji alımından daha fazla ise, kilo verilir. Eğer vücutta enerji alımı, harcamalardan daha fazla ise, kilo alınır.
Bu nedenle, kilo vermek veya kilo almak için sadece hızlı yemek tüketimi değil, aynı zamanda düzenli egzersiz yapılıp yapılmaması ve günlük aktivitelerde harcanan enerji miktarı da önemlidir. Sağlıklı bir kilo verme veya kilo alma için, dengeli ve düzenli bir diyet ile birlikte düzenli egzersiz yapılması tavsiye edilir.
Çoruhlu, “Nasıl oluyor da, çiğneme işi dış görüntüyle bu kadar alakalı oluyor? Öncelikle ağız ve dişler çiğnemek için var. Çiğnedikçe büyük parçaları küçük parçalara ayırıyoruz. O küçük parçalar midede daha sonra daha da küçük parçalara ayrılacak ve onlar ince bağırsakta daha da küçük parçalara ayrılacak. Ancak o zaman içeri girecek ve artıklar da kalın bağırsakta biraz bakterileri besleyip oradan da dışarı atılacak. Bir lokmayı ısırdığında, o lokmanın içindeki maddeleri neredeyse mikroskobik hale getirip de vücudun içine alabiliyorsun. Burada birinci kısım ağız olduğuna göre, ağızda ne kadar çok iş yaparsak bağırsağa ve pankreasa sindirim için daha az iş bırakmış oluruz. Demek ki, sindirim sisteminin bir kısmını gönüllü olarak yukarıya alabiliriz. Yuttuktan sonra mide daha iyi sindirsin diye yapacağınız bir hareket yok ama çiğnemeyi artırabilirsiniz. Çiğneme sayınız arttıkça aşağıdaki işler daha kolay olacaktır. Öte yandan ağzın içi de aslında yiyeceklerden gelen bazı maddelerin emilebildiği bir yerdir. Mesela dile atılan ilaçlar var hemen geçiyor kana. Vitamini de öyle alıyoruz. Demek ki dil altı, mideye ve bağırsağa gerek olmadan hop diye içeri geçebilecek bir şey. Bitkileri yerken, onları ağız içinde yeteri kadar çiğnersek onların içindeki mikro besleyici maddeler mukozadan geçerek içeriye girebilir. Bitkisel beslenmede, özellikle de çiğ sebze ve meyve yiyorsak çiğnemesek de olur gibi geliyor. Onları ağız içinde ne kadar döndürürsek, onların içindeki mikro besleyiciler ağız içinden vücuda daha hızlı yayılır. Zaten o kadar özenmişiz, sağlıklı besleniyoruz. Onu pat diye yutup daha az verim sağlayacağına, içindeki maddeleri yukarıdan emmeye başlamak çok daha etkili yoldur. Ayrıca bu sebze meyve yemekleri, ağız içerisindeki florayı da besliyor. Biz onları ne kadar bekletirsek, diş sağlığına da destek oluruz. Şişkinlik ve hazımsızlık problemi yaşayanlar, çiğneme sayılarını 3 katına çıkardıklarında bu şikayetleri azalacak. Demek ki gazı olan, hazımsızlığı olan, safra kesesinde taşı alınmış olan, kabızlığı olan çok çiğneyecek.” dedi sözlerine devam etti.
Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun çiğnemek ile ilgili videosuna buradan ulaşabilirsiniz
“Çiğneme sayını ölç “
“Bir tabak makarna, diyelim ki 400 kalori. Bu bir tabak makarnayı iki kişi yiyor. Biri çiğnemeden, 5-10 dakikada hızlı yiyor. Diğeri ise her lokmayı minimum 20 kere çiğneyerek yiyor. Bunların ikisinin de gövdesine aynı tabaktan aynı kaloride makarna girdi. Hızlı yiyen besini şişkinlikle karnına alıyor yavaş yiyen ise kilo almadan kalıyor. Nasıl oluyor bu? Yiyecekler ikisinin de bağırsaklarına geliyor. Hızlı yiyen için birim zamanda daha çok kalori geçmiş olacak. 5 dakikada 400 kalori bağırsaktan içeri geçti. 20 dakikada 400 kalori içeri geçti. Vücut, birincide pankreas ona göre bir insülin reaksiyonu veriyor. Hızlıca bağırsağa geçmiş ve kan şekerini yükseltmiş besine insülin etkisi oluyor. İnsülin de besinin yağ olarak depolanmasına sebep oluyor. Öbürü ise yavaş yediği için 400 kaloriyi 20 dakikada alıyor. Yani konumuz, 5 dakikada kaç kalori alındığı. Yavaş yiyenin şeker piki çok yüksek olmadığı için sonrasında tekrar acıkmıyor, uykusu gelmiyor. Sonuç olarak, dakika başına giren enerjiye göre vücut cevap verecek. Pankreas kan şekerini böyle ayarlayacak. Çiğneme sayını ölç, lokma aralarında bekle.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Editörün notu:
Kilo vermek için, dengeli ve düzenli bir diyet ile birlikte düzenli egzersiz yapmak en iyi seçenektir. Düzenli egzersiz, vücutta yağ yakımını artırır ve metabolizmayı hızlandırır, bu da kilo kaybını destekler. Ayrıca, dengeli ve düzenli bir diyet, vücutta gereksinim duyulan tüm besinleri sağlar ve aşırı yemek yemekten kaçınır.