Atsız kimdir, Atsız kitapları hangileridir, Atsız ne zaman vefat etti?

Türk edebiyatında yer edinmiş isimlerden bazıları gerek sözler gerek kitapları gerekse de araştırmaları ile bizlere pek çok şey öğretmektedirler. Ancak edebiyatımıza katkı sağlamış pek çok ismi ne yazık ki yeteri kadar tanımıyoruz. Bu isimlerden biri olan Atsız mahlası ile kitaplar yazan kişi hakkında da bilinmesi gerekenler elbette ki var. Atsız kimdir ve Atsız kitapları hangileridir gibi soruların cevaplarını sizler için derledik.

Atsız kimdir?

Atsız ya da tam adı ile Hüseyin Nihal Atsız, Türk yazar, şair, düşünür, öğretmen ve Türkoloji uzmanıdır. Türk tarihini anlattığı ve bu tarih unsurlarını efsaneler, hikayeler ve de mitoloji ögeleri ile birleştirdiği kitaplardan tanınan Hüseyin Nihal Atsız, 12 Ocak 1905 tarihinde Gümüşhaneli bir baba ve Trabzonlu bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Türkçü-Turancı görüşe sahip olan Hüseyin Nihal Atsız, İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlköğretim yıllarını Kadıköy’de çeşitli okullarda ve orta öğretimi ise Kadıköy ve İstanbul Liselerinde okudu. Daha sonra mezun olarak Askeri Tıbbiye ‘ye yazıldı.

Atsız 1922 yılında kaydolduğu Askeri Tıbbiye yıllarında Türkçülük akımından etkilenmeye başladı ve bu fikrin isim babalarından ziya Gökalp’ın cenazesinde farklı görüşte öğrenciler ile yaşadığı bir tartışma nedeni ile okul yönetimi tarafından cezalandırıldı. Sonrasında Arap asıllı Mesut Süreyya Bey isimli teğmene hem bireysel sorunları hem de görüşleri nedeni ile selam vermemesi gerekçesi ile tıbbiyeden atıldı. 3. sınıfta olduğu dönemde 4 Mart 1925 tarihinde Askeri Tıbbiye’den atılmasından sonra 3 ay kadar Kabataş Erkek Lisesi’nde yardımcı öğretmenlik yaptı.

Atsız üniversite hayatı ve görüşleri

Atsız 1926 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Edebiyat Bölümü’ne ve de aynı şekilde yine İstanbul Üniversitesi Yatılı Muallim Mektebi’ne kaydoldu. Bir yandan ise hem Türk tarihini hem de felsefeyi araştırmaya devam etti. Üniversite eğitiminin ardından hocası Mehmet Fuat Köprülü tarafından asistan konumuna getirildi. Bu dönemde içlerinde Zeki Velidi Togan ve Abdulkadir İnan’ın da yer aldığı birkaç sınıf arkadaşı ile birlikte Atsız Mecmua isimli Türkçü ve Köycü dergiyi yayına almaya başladılar. Bu dergi Cumhuriyet dönemi Türkçülük akımında çığır açan bir etki yarattı. Aynı dönemde Türklük ve Türkler hakkında yazdığı yazıları da H.Nihal ve Y.D imzaları ile yayınlamaya devam etti. Üniversiteden mezun olduktan sonra burada asistanlık yapmaya devam etti ve yine sınıf arkadaşları ile yayınlarına devam etti. Ancak asistanlık döneminde eleştirileri nedeni ile karşılıklı görüşleri olan Reşid Galib’in Maarif Vekili olmasından sonra Atsız Mecmua’da yayınlanan ”İstanbul Üniversitesi’nin Kara, Daha Doğru Bir Tabirle Yüz Kızartacaklar Listesi” isimli yayınının basılmasından sonra baskılar yapılarak Hüseyin Nihal Atsız üniversite asistanı görevinden alındı.

Bu dönemin ardından Malatya’ya tayini çıktı ve kısa bir sürede Türkçe öğretmeni olarak burada hizmet verdi. Ardından Edirne’ye gitti. Edirne’de Türkçü Dergi sıfatı ile Orhun isimli bir dergi çıkardı ve bu dergi ile ders kitaplarına yer alan tarihi ağır bir dilde eleştirdi. Aldığı tepkiler Bakanlar Kurulu’ndan geldi ve derginin yayın hayatına son verildi.

İkinci Dünya savaşı sonrası Turan davası

Hüseyin Nihal Atsız derginin kapatılmasından sonra 1934 yılında İstanbul’da Deniz Gedikli Hazırlama Okulu’na atandı. 4 yıl burada görev aldıktan sonra 1938 yılında görevinden ayrıldı ve 1939 yılın kadar öğretmenliğe Özel Yüce-Ülkü Lisesi’nde devam etti. İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği dönemde Boğaziçi Lisesi’nde görev alıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte dünya genelinde farklı fikir ve ideolojik görüşlerin ortaya çıkmasının sonrasında dönemin başbakanı olan Şükrü Saraçoğlu’na bir mektup yazdı ve çağrıda bulundu. Bu çağrının pek çok kesim tarafından büyük tepki görmesi nedeni ile Boğaziçi Lisesi’ndeki görevinden 1944 yılında alındı ve Orhun Dergisi kapatıldı.

Sabahattin Ali tarafından kendisine açılan bir hakaret davası sonucunda 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra ise dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atsız ve 34 arkadaşının aleyhinde konuşma yaparak onları yargılattı. 6 buçuk yıllık cezası temyize giderek 1 buçuk yıla indirildi. Toplamda 2 yıl hapis cezası alan ve işsiz kalan Hüseyin Nihal Atsız, 1949 yılın kadar sadece yazarlık yaptı. 1949 yılında Milli Eğitim Bakanı olan arkadaşı sayesinde kütüphanecilik yapaya başladı. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile Haydarpaşa Lisesi’ne atandı ve tekrar öğretmenlik yapmaya başladı.

1952 yılına gelindiğinde düzenlediği ”Türkiye’nin Kurtuluşu” adlı konferans nedeni ile kendisi aleyhinde yazılan yazılar gazeteler Haydarpaşa Lisesi’nden atılmasına yol açtı. Böylelikle tekrar kütüphaneciliğe atandı. Daha sonra Orkun Dergisi’nde yazarlık yapmaya başladı. Aynı dönemde Ötüken isimli bir dergi çıkardı ve bu dergide ağır bir dil kullanarak eleştiri yapması büyük tepki topladı. Bu tepkiler Atsız ve bir arkadaşına dava olarak yansıdı ve tekrar 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra çalıştığı üniversitedeki öğretmen ve öğrencilerin Atsız’ın affını istemesi üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından affedildi ve görevine geri getirildi.

Atsız ne zaman vefat etti?

Hayatı boyunca davası peşinde koşmuş bir isim olan Hüseyin Nihal Atsız, 11 aralık 1975 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonucunda İstanbul’daki evinde vefat etti. Toplamda 70 yıl yaşamış olan Nihal Atsız, vefat ettikten sonra geriye Türkçülük ve Türk tarihine yönelik kitaplarını miras olarak bıraktı.

Hüseyin Nihal Atsız kitapları

• Bozkurtlar’ın Ölümü
• Bozkurtlar Diriliyor
• Ruh Adam
• Yolların Sonu (Şiir kitrabı)
• Dalkavuklar Gecesi
• Deli Kurt
• Z Vitamini
• Çanakkale’ye Yürüyüş
• İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle Verilir