Deniz Gezmiş kimdir? Deniz Gezmiş nereli ve neden idam edildi?
Deniz Gezmiş, Türkiye’de belki de en çok araştırılan isimlerden. 6 Mayıs 1972 yılında, arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte Ankara’da Ulucanlar Cezaevi’nde asılarak idam edilen Deniz Gezmiş’in hayatı her dönem merak edildi. İdam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan ise 23 yaşındaydı. İşte, Deniz Gezmiş’in hayatına dair merak edilen tüm detaylar.
Deniz Gezmiş kimdir?
Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947’de Ankara’nın Ayaş ilçesinde dünyaya gelmiştir. Gezmiş’in annesi ve babası öğretmendir ve bu nedenle ilk ve ortaöğrenimi Sivas’ta görmüştür. Liseyi İstanbul’da okuyan Deniz Gezmiş, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar ilçe başkanlığına aday olmuştur. Deniz Gezmiş daha lise yıllarında sol görüş ile tanışmış ve bu nedenle genç yaşta pek çok eyleme katılmıştır.
İlk kez gözaltına alındı
Gezmiş, 31 Ağustos 1966 yılında Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı’na çelenk bırakmaları esnasında Türk-İş yöneticilerini protesto eden bir grup ile yaptığı eylem yüzünden gözaltına alınmıştır. Deniz Gezmiş ilk olarak bu eylem sonucunda gözaltına alınmıştır. Deniz Gezmiş Kasım 1966’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Hukuk okumaya başlamıştır. 19 Ocak 1967 tarihinde ise Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nda yaşanan birtakım olay sonucunda olaylarda beraber olduğu arkadaşları ile gözaltına alınmış; kısa bir zaman içerisinde de serbest bırakılmıştır. 22 Kasım 1967’de Gezmiş, Kıbrıs Mitingi’nde Aşık İhsani ile ABD bayrağının yakılması sonucunda yeniden gözaltına alınmıştır.
Devrimci Hukuklular Örgütü
Deniz Gezmiş, 30 Ocak 1968 tarihinde hukuk fakültesinden arkadaşları ile birlikte Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurmuş ve kısa bir süre içerisinde de 7 Mart 1968’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda yapılan AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan devlet bakanı Seyfi Öztürk’ü protesto etmiştir. Deniz Gezmiş bu nedenle tutuklanmıştır. Deniz Gezmiş, bu davadan yargılansa da beraat etmiştir.
İşgal Konseyi grup lideri
12 Haziran 1968 tarihinde Deniz Gezmiş, İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesine liderlik eden isim olmuştur. İşgal Konseyi isimli grubun lideri olan Gezmiş, Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılmış ve öğrenci haklarının kazanılmasında en etkili kişi olmuştur. Gezmiş, 30 Temmuz’da 6. Filo’nun İstanbul’a girişini protesto ettiği için tekrar tutuklanmıştır. Deniz Gezmiş, Milli Demokratik Devrim görüşü doğrultusunda 1968 yılında gerçekleşen öğrenci eylemlerinde yer almıştır. Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Erim Süerkan ile Devrimci Öğrenci Birliği’ni kuran Deniz Gezmiş, 1 Kasım 1968 tarihinde Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ile AÜTB, DÖB ve ODTÜÖB’nin de yer aldığı “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü düzenlemiştir. 28 Kasım 1968 tarihinde de ABD büyükelçisinin İstanbul’a gelişini protesto eden eylemde tutuklanmıştır ve bir süre sonra bırakılmıştır. Daha sonrasında çeşitli eylemler nedeniyle yeniden tutuklanan Gezmiş, eylemlerden biri sırasında çıkan çatışmada yaralanmıştır.
Filistin günleri
23 Haziran 1969 yılındaki 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı’nda FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir eylem hazırlığı yapan Gezmiş, hakkında çıkan tutuklama kararı nedeniyle Filistin’e kaçmıştır. Deniz Gezmiş, 1 Eylül 1969 gününe kadar Filistin’de kalmıştır.
Okuldan atılma süreci
Aynı süreçte ise üniversiteyi işgal dolayısıyla Hukuk Fakültesi’nden atılmıştır. Bu süreçte okula giderek tekrar tutuklanan Gezmiş, yaklaşık 2 ay sonra serbest bırakılmıştır. Bu olaylar sonrasında Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi’nde Battal Mehetoğlu’nun sağcılar tarafından öldürülmesine bağlı olarak yapılan çalışmalar neticesinde Deniz Gezmiş’e ait olduğu iddia edilen bazı silahların bulunmasıyla Gezmiş 20 Aralık 1969’da tekrar tutuklanmıştır. Deniz Gezmiş, 18 Eylül 1970’e kadar tutuklu kalmıştır.
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu
18 Eylül 1970’te hapisten çıkan Deniz Gezmiş, öğrenci hareketlerini askıya alarak Yusuf Aslan, Alparslan Özdoğan, Cihan Alptekin, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan ile birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurmuştur. Türkiye’de silahlı olarak bir mücadele gerçekleştiren ilk siyasi örgüt niteliği taşıyan THKO, sosyalist gençlerin katıldığı bir örgüt olmuştur. Örgüt, 4 Mart 1971’de yayınlanan bir bildiri ile kamuoyuna tanıtılmıştır. Örgütün ilk silahlı eylemleri 29 Ocak 1970 tarihinde başlamış ve 12 Mart süresince sürmüştür. Liderlerinin bazılarının ölümü ve bazılarının idamından sonra örgüt dağılmıştır.
İş Bankası soygunu
Deniz Gezmiş, 11 Ocak 1971 tarihinde Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu için Ankara’da İş Bankası’nın Emek Şubesi soygununda görev almıştır. Deniz Gezmiş hakkında bu süreçte bir tutuklama kararı çıkarılmıştı. 12 Mart darbesinin ardından Yusuf Aslan ile Sivas’a giderken motosikletlerinin bozulması sonucunda Gezmiş, 16 Kasım 1971’de tutuklanmıştır. Gemenek’te yakalanıp Kayseri’ye götürülen Gezmiş, bunun da ardından Ankara’ya, dönemin içişleri bakanı Haldun Menteşeoğlu’na götürülmüştür.
Deniz Gezmiş neden idam edildi?
16 Temmuz 1971 tarihinde Sıkıyönetim Mahkemesi, Altındağ Veteriner Okulu’nda toplanmıştır. Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki Baki Tuğ savcılığında toplanan mahkeme, 9 Ekim 1971’de sona ermiştir. TCK’nın 146. maddesinin ihlali nedeniyle Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında 9 Ekim 1971’de idam kararı çıkarılmıştır. 6 Mayıs 1972 tarihinin gecesinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edilmiştir.
Deniz Gezmiş’in idam öncesi babasına yazdığı mektup
Baba,
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.
Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.
Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.
Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.
Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.
Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma.
Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…
Oğlun Deniz Gezmiş
6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi