İlber Ortaylı’nın “Görmeden Ölünmeyin” Dediği 5 Şehir

Yıllardır süren “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” tartışmasına bizce “çok merak eden” de dahil edilmelidir. Merak, kişiyi okumaya, araştırmaya ve nihayetinde yollara düşmeye sevk eder. Araştırma ile edinilen bilgiler, gezilecek yerler hakkında daha derin bir anlayış sunar. Bu anlayışla yapılan seyahatler, daha anlamlı ve doyurucu hale gelir. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın “Bir Ömür Nasıl Geçer” kitabında “Görmeden ölmeyin” dediği beş şehir, bu seyahat tutkusu için adeta bir yol haritası niteliği taşıyor. İşte o beş büyüleyici şehir:
Semerkant: Tarihin Derinliklerinden Yükselen Şehir
Özbekistan’ın kalbinde yer alan Semerkant, tarihin en eski yerleşimlerinden biridir. İpek Yolu üzerinde konumlanan bu şehir, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Semerkant, özellikle Timur İmparatorluğu’nun başkenti olmasıyla büyük tarihi öneme sahiptir.
Semerkant’ta Gezilecek Yerler
- Registan Meydanı: Üç anıtsal medresesiyle İslam mimarisinin en ihtişamlı meydanlarından biridir.
- Şah-i Zindeh Türbesi: İslam aleminin önemli ziyaret noktalarından biri olan bu kompleks, mozaikleriyle büyüleyicidir.
- Gur-i Emir Türbesi: Timur’un anıt mezarı olan yapı, mimarisiyle göz kamaştırır.
- Bibi Hanım Camii: Timur’un eşi adına yaptırdığı bu cami, büyüklüğü ve zarafetiyle dikkat çeker.
- Afrasiyab Müzesi: Semerkant’ın erken dönem tarihi hakkında geniş bilgi sunar.
Buhara: İslam Medeniyetinin Kalbi
Orta Asya’nın en eski şehirlerinden olan Buhara, yüzyıllar boyunca İslam ilim ve kültürünün merkezi olmuştur. Tarihi dokusu, bozulmadan günümüze kadar gelmiş ve şehre adeta açık hava müzesi görünümü kazandırmıştır.
Buhara’da Gezilecek Yerler
- İsmail Samani Türbesi: 9. yüzyıldan kalma, İslam mimarisinin ilk örneklerinden biri.
- Po-i-Kalyan Kompleksi: Kalyan Camii ve minaresiyle göz doldurur.
- Ark Kalesi: Eski saray kompleksi ve tarihi merkezi temsil eder.
- Chor Minor: Dört minareli eşsiz bir yapı.
- Lyab-i Hauz: Tarihi havuz etrafında konumlanmış medreseler ve çay evleriyle huzur dolu bir atmosfer sunar.
Floransa: Rönesans’ın Ruhunu Taşıyan Şehir
İtalya’nın kültürel başkenti olan Floransa, Rönesans dönemine yön veren sanatçılarla özdeşleşmiştir. Şehir, her sokağında Michelangelo’nun, Da Vinci’nin ve Dante’nin izlerini taşır.
Floransa’da Gezilecek Yerler
- Uffizi Galerisi: Rönesans’ın başyapıtlarının sergilendiği dünya çapında ünlü bir müze.
- Piazza del Duomo: Katedral, çan kulesi ve vaftizhane üçlüsüyle şehrin kalbidir.
- Ponte Vecchio: Arno Nehri üzerindeki bu tarihi köprü, mücevher dükkanlarıyla tanınır.
- Palazzo Pitti: Bir zamanlar Medici ailesine ev sahipliği yapan görkemli bir saray.
- Santa Croce Bazilikası: Dante, Michelangelo ve Galileo’nun mezarlarını barındırır.
Kudüs: İnançların Kavşak Noktası
Kudüs, üç büyük semavi dinin kutsal kabul ettiği mekânları barındıran eşsiz bir şehir. Yüzyıllardır süren dini ve siyasi çekişmelere rağmen, hala milyonlarca insanın ziyaret ettiği ruhani bir merkezdir.
Kudüs’te Gezilecek Yerler
- Mescid-i Aksa: İslam’ın üçüncü en kutsal mabedi.
- Kubbet-üs Sahra: Altın kubbesiyle Kudüs’ün simgelerindendir.
- Kıyamet Kilisesi: Hristiyanlık dünyası için büyük öneme sahip kutsal bir kilise.
- Ağlama Duvarı: Yahudi inancının en kutsal noktası.
- İsrail Müzesi: Arkeolojik eserler ve tarihi belgelerle dolu büyük bir müze.
Roma: Medeniyetin Başlangıç Noktası
Dünyanın en etkileyici antik kentlerinden biri olan Roma, hem Batı medeniyetinin beşiği hem de bir açık hava müzesidir. İmparatorluk ihtişamını modern şehir yaşamıyla harmanlayan eşsiz bir atmosfere sahiptir.
Roma’da Gezilecek Yerler
- Colosseum: Gladyatör dövüşlerinin yapıldığı, Roma’nın simgesi haline gelmiş dev amfi tiyatro.
- Vatikan Müzeleri: Sanat tarihinin en önemli koleksiyonlarını barındırır.
- Pantheon: Mükemmel mimarisiyle antik dünyanın ayakta kalan nadir tapınaklarından biri.
- Fontana di Trevi: Bozuk para atıp dilek dilenen barok tarzı büyüleyici çeşme.
- Piazza Navona: Sanat galerileri, barok çeşmeleri ve sokak sanatçılarıyla canlı bir meydan.
Sonuç
Bu beş şehir, sadece tarihi yapılarıyla değil, insanlık tarihine bıraktıkları izlerle de öne çıkar. Semerkant’tan Roma’ya uzanan bu yolculuk, sadece bir tatil değil, aynı zamanda geçmişle bir yüzleşme, medeniyetle bir buluşmadır. İlber Ortaylı’nın önerdiği bu şehirler, gerçekten de “görmeden ölünmemesi” gereken yerlerdir.