Karaciğer yağlanması olanlar dikkat. Hangi besinleri tüketmeliyiz?

Sağlıklı bir hayat sürmek istiyorsanız, karaciğer sağlığınıza önem vermeniz gerekiyor. İlaç kalıntılarının ve toksin maddelerin vücuttan dışarı atılmasını sağlayan karaciğer, bütün bu işlevleri yerine getiremediği zaman büyük sağlık sorunlarını beraberinde getirmeye başlıyor. Karaciğer yağlanması ise oldukça tehlikeli sonuçları olabilecek bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Ancak düzgün ve sağlıklı besinler tüketirsek, karaciğer yağlanmasının önüne geçebiliriz. Bu yazımızda sizlere karaciğer yağlanması yaşayanların tüketmesi gereken besinlerden bahsettik.

Karaciğer nedir?

Vücudumuzdaki en önemli görevlerden bazılarını üstlenen karaciğer, karış boşluğumuzun sağ üst kısmında yer almaktadır. Karaciğer mineral ve vitaminlerin depolanması, enzim ve protein sentezi, alkol, ilaç ve toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılması gibi birçok görevi üstlenmektedir. Ancak karaciğer bu görevleri tam olarak yerine getiremezse, hayati sorunlar yaşayabiliriz. Bu yüzden de karaciğer sağlığını oldukça fazla dikkat etmemiz gerekiyor.

Karaciğer yağlanması nedir?

karaciğer yağlanması, çeşitli nedenlerden dolayı karaciğerimizin yağ toplamasına verilen addır. Sağlıklı bireylerin karaciğerlerinde az bir miktarda yağ bulunması, normal bir durumdur. Ancak karaciğerdeki yağ oranın artması, beraberinde birçok sağlık sorunu getirir ve karaciğerin işlevinin yitirmesine neden olabilir.

Karaciğer yağlanması sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve kötü alışkanlıklar nedeni ile oluşabilmektedir. karaciğer yağlanması, Türkiye’deki her 4 bireyin bir tanesinde mutlaka görülmektedir. Ayrıca karaciğer yağlanması nedeni ile karaciğerin yapısında bozukluklar ve karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi durumları ortaya çıkabilir.

Karaciğer yağlanması nedir?

Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinin yağ birikimi ile dolması durumudur. Bu durum genellikle aşırı alkol tüketimi, obezite, yüksek kan şekeri, yüksek tansiyon veya yüksek kolesterol gibi sağlık sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) olarak da adlandırılan karaciğer yağlanması, erken aşamalarda genellikle semptomsuzdur ancak ilerlediğinde karaciğer hasarı ve diğer ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Karaciğer yağlanması olan kişilerin tüketmesi gereken besinler

Doğal gıdaların aracılığı ile vücuda yeteri miktarda vitamin ve mineralin alınması, karaciğer yağlanması sorununun oluşmasını engelleyebilir. Vücudumuzun toksik yükünü, bu tür besin değeri yüksek olan gıdalar aracılığı düşürebilir ve karaciğer sağlığımızı koruyabiliriz.

Enginar

Karaciğer dostu sebze denildiğinde, akıllara ilk olarak enginar gelmektedir. Enginarın içeriğinde A, C, B vitaminleri ile potasyum, manganez ve kalsiyum gibi mineraller bulunur. Bu vitamin ve mineraller de karaciğer ve vücudumuzun sağlığı için oldukça önemlidir. Ayrıca enginar, böbreklerin de çok daha rahat çalışabilmesini sağlayan maddeleri içermektedir. Ayrıca enginar tüketmek, idrar sökümünü desteklemektedir.

Limon suyu

Limon suyu, vücutta biriken toksin maddelerin vücuttan atılmasını sağlayan enzimlerin salınımını sağlamaktadır. Limon suyu, aynı zamanda C vitamini bakımından zengindir. Bu yüzden düzenli olarak limon suyu tüketmek, hem metabolizmanın hızlanmasını sağlar, hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Bunlar ile beraber de limon suyu tüketmek, karaciğerdeki toksin maddelerin atılmasına yardım etmektedir.

Sarımsak

Sarımsak, uzun yıllar boyunca tıpta kullanılan ve kullanılmaya devam eden bir sebzedir. Doğal antibiyotik olarak da bilinen sarımsak, antioksidan ve antiinflamatuar etkilere sahip bir sebzedir. Bu yüzden de karaciğerde bulunan toksin maddeleri atamak için, sarımsağın her türlüsünü tüketmenizi öneriyoruz.

Türk kahvesi

Bu yazımızda Türk kahvesini görenler şaşıracaktır. Ancak Türk kahvesi de karaciğer sağlığı için oldukça faydalı maddeleri bünyesinde taşımaktadır. Bu yüzden düzenli olarak Türk kahvesi tüketmek, oldukça önemlidir. Günde 2 fincan Türk kahvesi içenlerde karaciğer enzimleri olan AST, ALT, GGT düzeylerinin gerilediği, karaciğerdeki sertleşmenin düzeldiği, karaciğerde siroz ve kanser gelişim riskinin azaldığı da farkedilmiştir.