Kırmızı et, tavuk, meyve ve sebzeyi asla böyle tüketmeyin! Uzmanlar uyarıyor ‘Ölümcül olabilir’
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl 600 milyon kişi besin zehirlenmelerinden etkilenmektedir. Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, yaz aylarında sıcaklığın artması ile birlikte besin zehirlenmesi vakalarının arttığını belirtiyor.
Besin Zehirlenmelerine Neden Olan Faktörler
Besinler aracılığıyla insan organizmasına taşınan bakteri, virüs, parazit, toksin ve kimyasal maddeler besin zehirlenmelerine yol açabilmektedir. Artan sıcaklıkların etkisiyle birlikte yaz aylarında görülen besin zehirlenmesi vakaları ciddi oranda artmaktadır. Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, besin zehirlenmelerine sebep olan dört bakteri çeşidi olduğunu ifade etmektedir.
Stafilokok Bakterisi ve Etkileri
İlk olarak, en yaygın görülen bakteri çeşidi “stafilokok“tur. Bu bakteri, et, süt, süt ürünlerinde ve iyi yıkanmamış malzemelerden yapılan salatalarda bulunabilir. Gültaç Dayı Çamır, bakterili besin alındıktan iki veya üç saat sonra zehirlenme belirtilerinin başladığını ve vücutta kusma reaksiyonunun görüldüğünü söylüyor.
Shigella Bakterisi ve Etkileri
Et, süt ve salatanın neden olduğu besin zehirlenmelerinde en çok görülen bir diğer bakteri türü “shigella“dır. Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, bu bakterinin neden olduğu zehirlenmelerde belirtilerin ortaya çıkma süresinin bir veya iki gün olduğunu belirtiyor. Gültaç Dayı Çamır, “Bu bakteri bulantı, kusma, ateş, kramplar, karın ağrıları ve dışkıda kan şeklindeki belirtiler ile görülür” diyor.
Clostridium Botilinum Bakterisi ve Etkileri
En ciddi ve ölümcül besin zehirlenmesine neden olan bakterilerden biri de “clostridium botilinum”dur. Bu bakteri konservelerde, ette, sebze ve meyvede bulunabilir. Gültaç Dayı Çamır, “Bu bakteri felç yapabilir, solunumu engelleyebilir ve ölümle sonuçlanabilir” diyor.
Et Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, fiyatı düşük diye nasıl ve nereden geldiği belli olmayan, aynı zamanda nasıl muhafaza edildiği bilinmeyen, denetlenmemiş ve açık şekilde tezgahlarda satılan ürünlerin kesinlikle satın alınmaması gerektiğini söylüyor. Et tüketimi yapacak kişilerin etleri standartlara uygun şekilde işletilen şarküterilerden alması gerektiğini belirtiyor. Güvenilir markaların paketli ürünlerinin de alınabileceğini söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, “Paketli ürün alırken paketin hasar görmediğinden emin olun. Mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinin. Üzerinde yazılı olan üretim ve son tüketim tarihlerini kontrol edin. Hayvanlardan geçebilecek hastalıklar nedeniyle sütü kesinlikle çiğ tüketmeyin” ifadesini kullanıyor.
Besinleri Koruma Önerileri
Besinlerin bozulmasını önlemek için en pratik yöntemin buzdolabında veya dondurucuda saklamak olduğunu söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, pişmiş besinlerin hemen tüketilmeyecek ise iki saat içinde buzdolabına konulması gerektiğini belirtiyor. Buzdolabında olan ve tüketilmesi için çıkarılacak yemeğin, yetmiş derece üzerinde ısıtılması gerektiğini söyleyen Gültaç Dayı Çamır, aynı yemeğin tekrar tekrar ısıtılmaması gerektiğini vurguluyor.
Çamır, “Dondurucudan çıkardığınız besinleri çözüldükten sonra tekrar buzluğa koymayın. Pişmiş yiyeceklerle çiğ yiyeceklerin birbirine temasından kaçının. Kişisel hijyeninize dikkat edin. Besin hazırlığını yapan bireylerin ellerini mutlaka sabunla en az iki dakika yıkamaları besin zehirlenmelerini önlemek açısından önemlidir. Ayrıca elinde kesikler veya açık yaralar bulunan kişilerin kesinlikle besin hazırlığı yapmamaları, zorunlu durumlarda ise bu yaraların hiçbir koşulda besinlerle temas etmeyecek şekilde sararak mutlaka eldiven kullanmaları gerekmektedir” açıklamasını yapıyor.
Sebze ve Meyveler İyice Yıkandıktan Sonra Tüketilmeli
Özellikle kişilerin çiğ et, yumurta veya kümes hayvanları gibi besinleri hazırladıktan sonra ellerini mutlaka iyice yıkaması gerektiğini söyleyen Çamır, bu tür riskli besinler ile pişirilmeden tüketilecek sebze ve meyveleri hazırlarken ayrı doğrama tahtası ve bıçakların kullanılması gerektiğini belirtiyor. Çamır sözlerine şöyle devam ediyor: “Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Besinlerinizin iyi piştiğinden emin olun. Yeterli süre ve sıcaklıkta pişmeyen yiyecekler zararlı bakterilerin sindirim sistemine taşınmasına yol açabilir. İshal ve kusma durumunda mutlaka dinlenmeli ve temiz su, ayran, maden suyu, şekersiz çay ile sıvı alımınızı artırmalısınız. İshaliniz varsa; pirinç lapası, yoğurt, muz, şeftali, haşlanmış patates tüketmelisiniz.”
Besin Zehirlenmesi Tedavisi ve Önlemler
Besin zehirlenmesi durumunda, öncelikle hastanın hidrasyonunu sağlamak ve elektrolit dengesini düzenlemek önemlidir. Hafif besin zehirlenmesi vakalarında evde dinlenme, bol sıvı alımı ve uygun diyetle hastaların çoğu kısa sürede iyileşebilir. Ancak, ciddi besin zehirlenmesi durumlarında veya belirtiler şiddetli ise, mutlaka bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır.
Besin zehirlenmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
- Yemeklerin doğru sıcaklıkta ve sürede pişirilmesi,
- Besinlerin taze ve uygun koşullarda saklanması,
- Sebze ve meyvelerin iyice yıkanarak tüketilmesi,
- Çiğ et, balık ve yumurta gibi besinlerin ayrı mutfak ekipmanları kullanılarak hazırlanması,
- İyi hijyen uygulamalarına dikkat edilmesi.
Sonuç
Yaz aylarında artan sıcaklıklar nedeniyle besin zehirlenmesi vakalarında artış gözlemlenmektedir. Bu nedenle, bu dönemde özellikle besin hijyenine dikkat etmek, taze ve uygun koşullarda saklanan gıdaları tüketmek hayati öneme sahiptir. Besin zehirlenmesinin belirtileri ortaya çıktığında, hızlı ve etkili bir tedavi uygulanarak hastanın durumu kontrol altına alınabilir. Gerekli önlemler alındığında, besin zehirlenmeleri önlenebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürülebilir.