Postbiyotik nedir? Ayşegül Çoruhlu açıkladı
Postbiyotik, probiyotik bakterilerin prebiyotik liflerle beslendiğinde ortaya çıkardığı biyoaktif bileşenlerdir. Bu bileşenler, fermantasyon sırasında probiyotikler tarafından üretilir. Yani postbiyotikler, prebiyotik ve probiyotiklerin bir araya gelmesiyle oluşan ürünlerdir.
Postbiyotik türleri
- Kısa zincirli yağ asitleri
- Lipopolisakkaritler
- Peptidler
- Vitaminler ve aminoasitler
- Enzimler
Sarımsak, soğan, pırasa, tahıllar, kuşkonmaz, elma ve muz gibi gıdalar prebiyotik içerdiği için yoğurt, ayran, kefir gibi besinleri tüketmek de postbiyotik almak açısından önemlidir.
Dr. Ayşegül Çoruhlu postbiyotiklerden bahsetti
“Pre, öncesini ifade eder. Prebiyotikler bakterilerin besinidir. Probiyotik bakteriler ile post ise son demektir. Biz prebiyotik veriyoruz ve bakteriler besleniyor. Post ise beslenen ve çoğalan bakterilerin ürettiği ürünlerdir. Bakterileri çoğaltmak için besliyoruz. Bütirat, postbiyotiklerden bir tanesidir. Butirik asit kısa zincirli bir yağ asididir ve bu iyi bakteriler sayesinde oluşur. Biz bunları probiyotiklerle besliyoruz ve onlar büyüdüklerinde bu besinlerden bütirat üretirler. Lifli gıdalarla beslendiğimizde ve elmayı kabuğuyla yediğimizde, sindiremediğimiz maddeleri probiyotikler sindiriyor ve ondan postbiyotik elde ediliyor. Bu postbiyotiklerden en önemlisi bütirik asittir. Lifli beslenmenin yararı budur. Bütirat, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasının lifli beslenmemiz sayesinde ürettiği postbiyotik. Bu yağ türü bağırsakta mukozayı iyi koruyor. Mukoza hücreleri bütiratı enerji kaynağı olarak daha iyi kullanıyor. Enerji kaynağı kullanıldığında mukozanın sızdırmazlığını artırıyor ve bağışıklık sisteminin daha toleranslı olmasını sağlıyor. Bütirat, mukoza kayganlığını artırarak bağırsak hareketlerini ve dışkılama konforunu sağlıyor. Yani, bakteri beslemenin bir amacı var. Kalın bağırsak, bizim için bir şey üretmesi amacıyla var. Hem onlara hem de bize yarıyor. Onların ürettiği ürünler gelecekte önemli olacak ve belki postbiyotik alacağız. Ama günlük hayatta en çok bilinen postbiyotik, bütirik asittir. Bütiratın bağırsak kanserini engellemesinden nörolojik hastalıklara kadar birçok faydası vardır. İyi bakterilerin iyi beslendiği bir postbiyotik olması buna bağlıdır. Tüm sistemi onarmak için hızlı bir enerji kaynağıdır. Mukoza korur ve bağırsak sızdırmasını azaltır, böylece temel görevi yapar çünkü bağırsaktan kötü bir şey geçmediğinde sistem düzgün çalışır. Bu yüzden bağırsak sağlığını konuşuyorsak, bakterilerimizi çoğaltmak istiyorsak onları beslememiz gerekiyor.”
“Kendi yiyip de kebap istediğimizde, orada o beslenmeyi artıracak bir ürün yoksa o yüzden bakteri için de kebabın yanındaki salata, turp ve şalgamı tüketmemiz gerekir. Ancak onların liflerinden postbiyotik üretilebilir. İstediğimiz bakterilerden elde edilen postbiyotikler en çok işimize yarar. O yüzden beslenirken aslında kendimizin yanında onları da beslemek durumundayız. Çünkü onların amacı da sayıları, türleri ve varlıkları dışında bizim için bir fabrika gibi son ürünler üretmektir. Şu an elimizdeki lifli beslenme. Tereyağının içindeki butirik asit yüksektir ve bu bağırsak sağlığı için faydalıdır. Aynı şekilde hindistan cevizi yağı da bağırsak sağlığına iyi etkiler yapar. Sürekli bağırsak sağlığını konuşuyoruz çünkü tüm bunları postbiyotik üretmek için yapıyoruz. Postbiyotiklerin en faydalısı bütirik asittir ve bütirik asidin kaynağı bütün sebze ve meyvelerin lif kısmıdır. Günlük hayatta bütirik asit içerdiğini düşündüğümüz şeyler basit yağ ve tereyağıdır. Probiyotiği biliyorduk, postbiyotiğin aslında bu fabrikadan çıkan son ürünler olduğunu anlattık.”
Ayşegül Çoruhlu’nun postbiyotikler hakkında anlattığı videoya buradan ulaşabilirsiniz:
Postbiyotik Nedir?
Postbiyotikler, probiyotiklerin fermantasyon sürecinde elde edilen ürünlerdir. Fermantasyon işlemi, probiyotiklerin doğal olarak bulunduğu gıdaların sindirilmesi sırasında gerçekleşir. Bu süreçte, probiyotiklerin metabolik faaliyetleri sonucu farklı bileşenler oluşur bu bileşenler de postbiyotik olarak adlandırılır.
Postbiyotiklerin Faydaları Neler?
Postbiyotiklerin sağlık açısından birçok yararı vardır. İşte, postbiyotiklerin faydaları:
- Bağırsak sağlığına faydalıdır: Postbiyotikler bağırsak sağlığı için oldukça faydalıdır. Bağırsak florasını dengeler, zararlı bakterileri yok eder ve bağırsaklarda daha fazla yararlı bakteri oluşumunu destekler. Böylece, bağırsakların sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: Postbiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Bağırsaklardaki yararlı bakterilerin artışı, bağışıklık sisteminin daha iyi çalışmasına sebep olur. Ayrıca, postbiyotiklerin anti-inflamatuar etkisi de bağışıklığı destekler.
- Sindirim sistemini düzenler: Postbiyotikler sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Sindirim sorunları olan kişiler, postbiyotiklerden fayda görebilir. Bu ürünler sindirimi kolaylaştırır ve sindirim sorunlarını önler.
- Cilt sağlığı için faydalıdır: Postbiyotikler cilt sağlığına da yararlıdır. Ciltteki enflamasyonu azaltır ve daha sağlıklı bir cilt görünümüne katkı sağlar.
- Metabolizmayı hızlandırır: Postbiyotikler metabolizmanın hızlanmasını destekler. Bu durum da kilo vermek isteyenler için faydalıdır.
Postbiyotikler Nasıl Kullanılır?
Postbiyotikler gıdaların doğal bir parçasıdır ve tüketmek için özel bir metoda gerek yoktur. Fermente gıdaların tüketimi, postbiyotiklerin alınmasını sağlar.
Ayrıca, postbiyotik takviye olarak da alınabilir. Bu takviyeler probiyotik takviyelerinden farklıdır çünkü postbiyotiklerin kendilerini içerir. Postbiyotik takviyeleri genelde kapsül formunda satılır.
Postbiyotiklerin yan etkileri var mı?
Postbiyotiklerin yan etkileri genelde yok denecek kadar azdır. Ama bazı kişilerde sindirim sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle postbiyotik takviyelerini kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.
Sonuç Olarak;
Postbiyotikler probiyotiklerin fermantasyonu sonrasında elde edilen ürünlerdir. Bağırsak sağlığı, bağışıklık sistemi, sindirim sistemi, cilt sağlığı ve metabolizma gibi pek çok alanda faydalıdırlar. Fermente edilmiş gıdalarda ve takviyelerde bulunurlar. Yan etkileri genellikle yok denecek kadar azdır.
