Biyografi

Tevfik Fikret şiirleri. Tevfik Fikret’in kullandığı takma adlar nelerdir?

Asıl ismi Mehmed Tevfik olan Tevfik Fikret, 24 Aralık 1867 senesinde dünyaya gelmiştir. Disiplinli ve çalışkan bir öğrenci olmasından dolayı öğretmenlerinin dikkatini çekmeyi başarmıştır. Galatasaray Lisesi’nde okurken dönemin tanınmış kişilerinden Muallim Feyzi, Muallim Naci ve Recaizade Mahmut Ekrem değişik sınıflarda öğretmenleri olmuştur. Edebiyata ve şiire karşı yeteneği bu yıllarda ortaya çıkmıştır.

Tevfik Fikret, hocalarının da teşvik etmesiyle şiirler yazmaya başlar ve yazdığı ilk şiirleri divan geleneği ile yazılmıştır.

Tevfik Fikret’in Şiirlerini Yazarken Kullandığı Takma Adlar Nelerdir?

Tevfik Fikret, çoğu şiirinde takma ad kullanmıştır. Bu takma adlarından şimdiye kadar ki bilinen isimler şunlardır: Mehmed Tevfik, Nazmi, Esad Necib, Mehmed Fikret gibi isimlerdir.

Tevfik Fikret’in İlk Şiirleri Nerede Yayımlandı?

Tevfik Fikret’in ilk şiirleri hocası Muallim Feyzi Efendi aracılığı ile Tercüman- ı Hakikât gazetesinde yayımlanmıştır.

Tevfik Fikret’in Hayatı ve Edebi Kişiliği

24 Aralık 1867 senesinde dünyaya gelmiştir. 93 Harbi’nden sonra okuduğu okul, İstanbul’a göç eden muhacirlere tahsis edilmiştir. Bu nedenle de kendisini Galatasaray Lisesi’ne tahsis etmişlerdir. Batı kültürü ile olan ilişkisinden dolayı memleketteki diğer okullardan daha farklı bir yeri olan bu okulun Tevfik Fikret’in kişiliğinin gelişmesinde büyük rolü olmuştur. 1879 yılında daha 12 yaşındayken annesini kolera salgını nedeniyle vefat etmiştir.

1888 yılında lise eğitimini birincilikle tamamlar ve çeşitli yerlerde memurluk yapar. 1890 yılında dayısının kızı olan Nazıma Hanım ile evlenir. Robert Koleji’ne öğretmen olarak girer. Aydınlar üzerinde devam eden yoğun baskıların sonucunda gözaltına alınır. Tevfik Fikret art arda babasını ve kız kardeşini kaybetmiştir. Babası herhangi bir sebep yokken Anadolu’ya sürgün edilmiştir ve orada hayata gözlerini yummuştur.

Bütün bunlar Tevfik Fikret’in bunalım yaşamasına sebep olmuştur. Daha sonra Robert Koleji’nin yanında bir ev yaptırır ve eve Aşiyan adını verir. Aşiyan’da karısı ve oğluyla yaşamını sürdürür. Aşiyan’da çevreye karşı git gide kin ve nefret besler. Aşiyan’da Sis, Sabah Olursa ve Tarih-i Kadim isimli şiirleri yazar.

24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet ilan edilir ve Tevfik Fikret, büyük bir sevinç ile yaşadığı karamsarlıktan çıkar. Karamsarlıktan çıkmasının şerefine de Millet Şarkısı isimli şiirini yazar.

Tevfik Fikret ağır derecede şeker hastalığına yakalandığı için ve zamanında teşhisin konulamamasından dolayı tedavi edilemez. 1915 yılında aniden yatağa düşer. 19 Ağustos 1915 senesinde hayata gözlerini yummuştur. Eyüp’te aile mezarlığına gömülmüştür fakat bıraktığı vasiyeti üzerine cenazesi 1961 yılındaki doğum gününde aşiyana taşınmıştır.

Tevfik Fikret’in hayatında, mizacının değişmesinde ve hayata bağlanmasında oğlu Haluk’un büyük rolü vardır. Haluk, kötümser bir mizaca sahip olan babasını değiştirir.

Tevfik Fikret şiirlerinde özgürlük, uygarlık gibi konulara yer vermiştir. Başlarda sanat için sanat anlayışıyla eserler verse de daha sonraları toplum için sanat anlatışını benimsemiştir. Sone ve terzerima en çok kullandığı nazım şekillerindendir. Tevfik Fikret’in kullanmış olduğu yabancı sözcükler ve kalıplar yüzünden yazı dili çok ağırdır. Şermin isimli şiir kitabı hariç bütün eserlerini aruz vezni ile yazmıştır.

Nazım şekillerinde ve de şiirin yapısında yapmış olduğu değişiklikler ile şiir dilinin düz yazıya yani nazmın nesre yaklaşmasında rol oynamıştır.

Tevfik Fikret, 1891 yılında Mirsad dergisinin başlatmış olduğu şiir yarışmasında birinci olmuştur ve edebiyat kariyeri burada başlamıştır. Çevreye kendisini tanıtma şansını elde etmiştir.

Ağustos Böceği İle Karınca
Karıncayı tanırsınız
Minimini bir hayvandır
Fakat gaayet çalışkandır
Gaayet tutumludur, yalnız
Pek hodgamdır, bu bir kusur:
Hodkam olan zalim olur.

Bir gün ağustos böceği
Tembel tembel ötüp durmak
Neticesi aç kalarak
Karıncadan göreceği
Bürudete bakmaz, gider
Bir lokma şey rica eder
Der ki: – Acıyınız bize
Coluk çocuk evde açız
Ianenize muhtacız.
Karınca bir yüreksize
Layık huşunetle sorar:
– Aç mısınız? Ya o kadar
Uzun, güzel günler oldu.
O günlerde ne yaptınız?
Böcek inler: – Açız, açız
Bakın benzim nasıl soldu
O günlerde gülen, öten
Sazla, sözle eğlenen ben
Bugün bakın ne haldeyim!
Vallah açız, billah açız,
Halimize acıyınız!
Karınca eğlenir: – Beyim,
şimdi de raksedin, ne var?
‘Yazın çalan kışın oynar.’

Tevfik Fikret

Tevfik Fikret Hangi Edebi Topluluktadır?

1896 senesinin başlarında, edebiyatta yenilikler yapmaya hevesli gençlerin bir araya gelip yeni edebi topluluk oluşturmasını isteyen Recaizade Mahmut Ekrem, önce Ahmed İhsan’ı çıkarmakta olduğu fenni içerikli Servet dergisini Servet-i Fünun adıyla edebi bir dergi haline getirmeye ve bu derginin başına da Tevfik Fikret’in başına geçmesini ister. Böylece Tevfik Fikret Servet-i Fünun topluluğuna girmiş olur.

Bu derginin asıl amacı şiirde yenilikler yapmaktır. Dergi amacına ulaşır, şiirde batılı anlamda yenilikler yapmaya başlarlar. Toplulukta şu isimler vardır:

  • Cenab Şehabeddin
  • Halid Ziya Uşaklıgil
  • Mehmed Rauf
  • Hüseyin Cahid Yalçın
  • İsmail Safa

Türk edebiyatında batılı anlamda asıl yenilikleri gerçekleştiren bir topluluk olmuştur. Tevfik Fikret, bu topluluğun önde gelen isimlerindendir.

Tevfik Fikret’in Şiir Anlayışı

Şiirle ve resimle uğraşmaya oldukça küçük yaşlarda başlayan Tevfik Fikret’in ilk şiir denemeleri bir bakımdan geleneğin devamı sayılan divan şiiri tarzındadır. Gençlik yıllarında, eski şiir anlayışını devam ettirmeye çalışan Muallim Naci ve Muallim Feyzi Efendi’den etkilenmiştir. Daha sonra bu etki Recaizade Mahmud Ekrem ve Abdülhak Hamid Tarhan’ın şiirlerini tanıdıktan sonra onların tarafına doğru yönelmiştir.

Tevfik Fikret, ilk zamanlar sanat için sanat anlayışına bağlı kalmıştır ve bu anlayış doğrultusunda da ferdiyeti ön plana çıkartan şiirler yazmıştır.

İlk zamanlar hayata karşı iyimser olan, Allah’a inanan hatta dini şiirler bile yazan Tevfik Fikret, daha sonra karamsar olmaya başlamış ve şiirlerine de bunu yansıtmıştır.

Tevfik Fikret’in Hayal ve Tabiat Konulu Şiirleri Nelerdir?

Fikret, hayal konulu şiirlerinde genellikle mutlu olacağı bir yer ya da tabiat manzarası çizer. Hayal konulu şiirlerinde en çok dikkat çeken Ömr-i Muhayyel isimli şiiridir. İçinde yaşadığı toplumdan ve yaşadığı çevreden hoşnut olmayan şair, özlemini çektiği ve hayalini kurduğu mutluluk ülkesini tasvir etmiştir. Diğer eserleri, Ne İsterim, Yeşil Yurt, Bir Ân-ı Huzur gibi şiirlerinde de özlediği hayatı anlatmıştır. Mai Deniz, Bir Levha İçin, Berf-i Zerrin Krizantem ve Peri-i Hazan adlı eserlerinde ise direkt olarak tabiatı tasvir etmiştir.

Tevfik Fikret Hangi Akımdan Etkilenmiştir?

Biçim güzelliğine önem veren Tevfik Fikret, parnasizm akımından etkilenmiştir. Şiirlerinde ayrıntılı betimlemelere yer vermiştir.

Tevfik Fikret’in Hece Ölçüsü Kullanarak Yazdığı Şiir Kitabı Nedir?

Tevfik Fikret’in son eseri olan ve çocuklar için yazdığı kitabın adı Şermin’dir. Şermin, ilk eğitsel çocuk kitabı olduğu için Türk edebiyatının önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir.

Tevfik Fikret’in Oğlu İçin Yazdığı Şiir Kitabı Nedir?

Tevfik Fikret, Haluk’un Defteri adlı şiir kitabını oğlu için yazmıştır. Haluk’un Defteri isimli eserden önce de Rübab-ı Şikeste adlı eserinde de Haluk için beş şiire yer vermiştir.

Tevfik Fikret, edebiyat tarihlerinde genellikle bir Servet-i Fünun şairi olarak ele alınarak değerlendirilmiştir ve edebiyat çevresine adımını attığı ilk tarihten itibaren edebi yazılarıyla da dikkat çekmiştir. Servet-i Fünun’daki yazılarında farklı edebi konular ile beraber daha çok şiir dili, vezinler ve nazirecilik meseleleri edebiyatımızda daha çok gündemde olan konulardan olmuştur.

Tevfik Fikret’in Şiirde Yaptığı Yenilikler Nelerdir?

Tevfik Fikret, diğer Servet-i Fünuncu arkadaşları ile birlikte o zamanki Türk şiirinde gerçekleştirmiş olduğu yenilik ve değişikliklerden birisi de vezin,kafiye ve ahengi ihmal etmeden enjambement’lar yolu ile beraber mısralarda asonans yani ünlü tekrarı ve aliterasyon yani ünsüz tekrarının zaman zaman bir parça kelimelerin veya mısraların tekrarı ile şiirde müzikaliteyi elde etmeyi başarmış ve bu sayede de Servet-i Fünun şiirini tekniksel açıdan batı şiiri seviyesine oldukça yaklaştırmıştır.

Tevfik Fikret’in Şiirleri

Ağustos Böceği ile Karınca

Ah Bir Bilsen Ne Afet Olmuşsun

Akşam

Asker Geçerken

Aşiyân-ı Dil

Bahar Kalfa

Balıkçılar

Balıkçılar

Belki, Hayır!..

Berf-i Zerrin

Beyaz Yelken

Bir Ayyaşın Karşısında

Bir Mersiye

Bir Tasvir Önünde

Birlikte

Bisiklet

Bu da Bir Emel

Bütün Bir Sergüzeşt

Çiçekler İçinde

Çirkin

Derd-i Nihan

Dokundun Hissime

Dün Gece

En Ferahlı Günüm

Fener Yolunda

Firâk u Telâki

Fuzuli

Gayya-yı Vücud

Haluk İçin

Haluk’a

Haluk’un Bayramı

Haluk’un Sesi

Haluk’un Vedası

Hasan’ın Gazası

Hasta Çocuk

Hazret-i Muallimin Bir Gazelini Tahmis

Hemşirem İçin

İki Yolcu

İkinci Tesadüf

İnanmak İhtiyacı

İş Salonunda

Kamis-i Yusuf

Ken’an

Kendi Kendime

Kırık At

Kör ile Kötürüm

Köyün Mezarlığında

Kuşlarla

Kutba Doğru

Küçük Aile

La Danse Serpantine

Melek’in Kuzusu

Millet Şarkısı

Nesrin

Öksüz

Öksüzlüğüm

Ömr-i Muhayyel

Papatya

Ramazan

Ramazan Sadakası

Resim Yaparken

Resminin Karşısında

Ruh-ı Eş’arım

Sabah Ezanında

Sahayif-i Hayatımdan

Sen Olmasan

Seninle…

Sevda Mısın, Ümid Misin, Neş’e Misin Sen?

Sezâ

Sis

Siyah Bacı

Son Nağme

Son Tesadüf

Süha ve Pervin

Süs

Tecdîd-i İzdivac

Tefekkür

Tefelsüf

Terennüm

Timsal-i Cehalet

Vagonda

Valide

Veli Baba

Verin Zavallılara

Yağmur

Yapma Çiçek Yapan Kıza

Yaşadıkça

Yaşamak Aşkı

Yaz Nine

Yeşil Yurt

Zavallı Hasta

Zeka

Zerrişte

300’den fazla başarılı şiirler yazan şair, büyük çoğunlukla aruz ölçüsüyle yazmış olsa da hece ölçüsüyle yazdığı eserinde de adından söz ettirip edebiyatımızda yerini almıştır.

Han-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Tevfik Fikret

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunları da beğenebilirsin

Biyografi

Ahmet Nur Çebi kimdir?

Ülkemizde yaşayan ve sıkça ismini duyduğumuz bazı kişileri tanıyamayabiliyoruz. Kendileri ve yaptıkları işler ilgi alanlarımızda olmadıkça hayatları hakkında çok uzun
Biyografi

Zeynep Değirmencioğlu kimdir? Ayşecik bakın kiminle evliymiş

Ünlü Yeşilçam oyuncusu “Ayşecik lakaplı Zeynep Değirmencioğlu, geniş kitlelerce tanınan bir isim. Uzun yıllar çocuk oyuncu olarak kariyerini sürdüren Değirmencioğlu,