Siz de robot süpürgenizle konuşuyor musunuz? Araştırmada şoke eden sonuç: Bir kısmımız robot süpürge ile dertleşiyormuş
Türkiye’deki robot süpürge sahipleriyle ilgili yapılan bir araştırmada, kullanıcıların yüzde 21’inin cihazlarıyla dertleştiği ve cihazın bozulması durumunda konuşarak ikna etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Kaspersky’nin “Dijital Batıl İnançlar” adlı araştırmasında, Türkiye’de katılımcıların yüzde 39’unun elektronik cihazlarına isim verdiği ve robot süpürgelerle konuşanların oranının yüzde 21 olduğu belirtildi.
Elektronik Cihazlara İsim Verme Eğilimi
Kaspersky’nin gerçekleştirdiği “Dijital Batıl İnançlar” adlı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de katılımcıların yüzde 39’u elektronik cihazlarına isim veriyor. Bu durum, kullanıcıların elektronik cihazlarına daha fazla bağlandığını göstermektedir. Akıllı telefonlar, en çok isim verilen cihazlar arasında başı çekiyor.
Elektronik Ev Aletleriyle Konuşma Oranları
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de katılımcıların yüzde 84’ü akıllı telefonlarıyla, yüzde 44’ü televizyonlarıyla, yüzde 40’ı dizüstü bilgisayarlarıyla, yüzde 15’i elektrikli su ısıtıcılarıyla, yüzde 16’sı kahve makineleriyle, yüzde 16’sı akıllı hoparlörleriyle ve yüzde 21’i robot elektrikli süpürgeleriyle konuşuyor.
Cihazlarla Konuşma Nedenleri
Kaspersky’nin anketine göre, katılımcıların yüzde 73’ü cihazlara sesli komutlar dışında da konuşuyor. Bunun sebepleri arasında cihazın çalışmasını istemek veya cihazın donması durumunda küfür etmek yer alıyor. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 43’ü ise, hasar gören, düşen veya kırılan cihazlarına karşı empati duyuyor.
Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar’ın Açıklamaları
Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar, araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “İnsanlar, dijital cihazlarına daha fazla bağlandıkça, elektronik aletlerine arkadaşları veya evcil hayvanlarıymış gibi davranma eğilimindedirler. Bu nedenle cihazlarlarına karşı güven ve empati duygusu geliştiriyorlar. Bununla birlikte, tüm kişilerarası ilişkilerimizde olması gerektiği gibi burada bir denge kurmak ve bazı nesnellikleri ve sınırları korumak önem taşıyor. Aksi takdirde bu güveni kendi amaçları için kullanabilecek siber suçlularla karşılaşma riskleri her zaman bulunuyor. Dijital cihazlara ve robotik sistemlere duyulan aşırı güven, kullanıcıları kişisel bilgilerini paylaşmaya, şüpheciliklerini ve temkinliliklerini azaltmaya ve sonuç olarak siber suçluların kurbanı olmalarına neden olabiliyor.”
Kişisel Verilerin Güvenliği için Kaspersky’nin Tavsiyeleri
Kaspersky, kullanıcıların kişisel verilerinin güvenliğini sağlamak için şu güvenlik ipuçlarına uyulmasının önemine dikkat çekti:
- Gizli Bilgilerin Paylaşımına Dikkat Edin: Yazışmalar da dahil olmak üzere sosyal ağlarda gizli bilgileri (telefon numarası, pasaport bilgileri) saklamayın veya yayınlamayın. Gizli verileri şifrelenmiş biçimde, örneğin parolalı bir arşivde paylaşın.
- Güçlü ve Benzersiz Şifreler Kullanın: Her hizmet için güçlü ve benzersiz şifreler kullanarak hesaplarınızın korunmasını sağlayın. Farklı harfler, sayılar ve özel karakterler içeren 12 karakterden oluşan şifreler tercih edin. Şifre yöneticilerinde saklayarak güvende tutun.
- İki Faktörlü Yetkilendirmeyi Kullanın: Buna izin veren hizmetlerde iki faktörlü yetkilendirme kurarak hesaplarınızın güvenliğini artırın.
- Güvenilir Güvenlik Çözümleri Kullanın: Amaçları kişisel veya ödeme bilgilerini çalmak olan bir kimlik avı sitesine gitmenizi engelleyecek güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın.
Sonuç
Kaspersky’nin “Dijital Batıl İnançlar” araştırması, Türkiye’de kullanıcıların elektronik cihazlarla olan ilişkilerinin detaylarını ortaya koymaktadır. Elektronik cihazlara isim verme, cihazlarla konuşma ve cihazlara empati duyma gibi eğilimler, insanların dijital dünyaya daha fazla bağlandığının göstergesidir. Ancak, bu bağlılığın siber güvenlik açısından riskler taşıdığı unutulmamalıdır.